1- Görme
Görme duyulari, en gelismis duyularidir: Kediler, özgür yasamlarinda, daha çok geceleri avlanirlar; gözleri ag tabakasinin arkasinda bulunan ve "tapetum" denilen bir yansitici tabaka araciligiyla, ag tabakadan geçen isik miktarini artirabilme yetenegini tasir.
Kedi, duran seylere oranla, hareket halindeki seyleri daha iyi görebilir. Özellikle uzaklik kestirmede çok ustadir ve bu yetenek, yiyecegini avlanma yoluyla saglayan her hayvan için çok önemlidir. Kedilerin göz rengi degisik olabilir; öte yandan, kedilerin renk körü oldugu, yalnizca kursuninin çesitli tonlarini seçebildigi sanilir.
Bizim hiçbir sey göremeyecegimiz kadar karanlikta çok rahat hareket edebilirler, herhangi bir seye çarpmadan dolasirlar.Gözlerini hiç kipirdatmadan bir nesneye saatlerce bakabilirler.
Kedinin görüs açisi 185 derecedir.
2- Duyma
Kedinin isitme duyusu çok keskindir. Insan kulaginin duyabildiginden çok daha yüksek frekanstaki sesleri rahatça isitir. Dis kulagin biçimi ve dik durmasi, hareketli olmasi, hayvanin her sesi yakalamasina olanak verir.
3- Diğer Bazı Özellikleri
Duymayla ilgili 30 kasi vardir, insanlarda bu rakam 6'dir. Sadece kulaklarini çevirerek sesin nereden geldigini , ne sesi oldugunu, hangi mesafede oldugunu anlayabilir.
Dogduklarinda kedi yavrulari kör ve son derece savunmasizlardir. Yaklasik 100 gr agirligindaki bu minik yavrulara bakabilmek için anne kedi çok az uyur. Sürekli, yavrularinin sicak kalmalari ve aciktiklarinda her an süt emebilmeleri için karnina yakin bölgelerde durmalarini saglamaya çalisir. Ilk hafta gözleri kapali olmasina ragmen yavrular süt içecekleri yeri bulmakta hiç zorluk çekmezler. Dokuz gün sonra yavrularin gözleri açilir. Annenin sütü yavrularin büyümesi için tam gereken özelliklerdedir. Her türlü besin açisindan zengindir, ayrica yavruyu hastaliklardan koruyan özel bazi kimyasallar da bu sütte bulunur. Yavru kediler yaklasik sekiz hafta sonra kendilerine bakacak duruma gelirler. Ancak bu süre geçene kadar anneleri büyük bir ihtimamla yavrulariyla ilgilenir. Onlari daha güvenli gördügü yerlere özenle tasir.
Ayrica, kedilerin gözlerinde insanlarin gözlerinde bulunmayan bir tabaka vardir. Bu tabaka, retina tabakasinin hemen arkasindadir. Retinadan geçip buraya gelen isik tekrar retinaya dogru yansir. Iste, bu tabaka isigi geri yansitabildigi için retinadan iki kere isik geçmis olur. Bu sayede kediler çok az isikta, hatta insan gözünün göremeyecegi kadar karanlik ortamlarda bile gayet iyi görür.
Kedilerin patileri tehlike anlarinda yirtici bir pençeye dönüsürler. Bunlari tehlikeli hale getiren, içlerinde sakladiklari sivri ve keskin tirnaklaridir. Tehlike anlarinda bu tirnaklari disari çikarmak için yaptiklari hareket, ayni zamanda pençelerin yayilarak genislemesini de saglar.
Dört ayak üstüne düsmenin kedilerdeki gerçek sebebi onlarin düserken dengelerini saglamak için kuyruklarini kullanmalari ve gövdelerinin agirlik merkezini bu sayede degistirip, patileri üzerinde yere düsebilmeleridir.
Elbette ki kedilere düsme tehlikesi karsisinda bu koruyucu özelligi veren, sonsuz sefkat ve merhamet sahibi olan yüce Rabbimizdir.